Ponzi Tuzağı

PONZİ TUZAĞI

ORTA ÖLÇEKLİ TASARRUF SAHİPLERİNE YENİ PONZİ TUZAĞI

İş bu çalışma; olası risklere karşı genel bilgi aktarmak amaçlı olup, hiçbir kişi ve kuruluşun faaliyeti ile ilgili değildir.

Yüksek enflasyon nedeniyle Türk Lirası mevduat hesaplarından enflasyona  karşı negatif faiz getirisi sağlayan, Son 3 aydır; Kur Garantili Mevduat hesaplarından Dolar, Euro olarak aleyhe getiri sahibi olan, Borsa da son günlerde ortaya çıkan söylentiler nedeniyle; Banka sisteminden ayrılıp yatırım bağlı olarak yüksek getiri amaçlayan orta ölçekli tasarruf sahiplerine (100.000 – 1 Milyon arası), daha kârlı ve teminatlı yatırım vaadiyle yeni bir “Ponzi” tuzağı kurulduğuna tanık oluyoruz.

(Ponzi şeması, Ponzi sistemi veya Ponzi oyunu, yüksek kâr getiren bir üretim varmış gibi göstererek yatırımcıları sisteme katmayı amaçlayan ve ilk yatırım yapanlara ödemenin sisteme sonradan katılanların parasıyla yapıldığı bir dolandırıcılık yöntemidir.)

Kurulan sistem; bir ticari taşınmazın (otel, fabrika binası, yüksek kira getirili taşınmazlar gibi) küçük paylara bölerek, pay satışı ve bu satışa bağlı, yüksek kira getirisi vaadiyle yapmaktadırlar.

Sistemin çalışmasında;

-Öncelikle sözleşme imzalanarak, sistem kurucusunun saptadığı fiyat üzerinden para tahsil ediliyor.

-Sözleşmeyi incelemek için göndermiyorlar; tapu kayıtları üzerindeki -varsa- takyidatlar konusunda bilgi vermiyorlar.

-Belirttiğimiz ticari taşınmazlarda pay satışı, Tapu mevzuatımız ve Medeni Kanun açısından mümkündür.

-Daha sonra, ilgili tapu dairesine birden çok alıcı ile giderilerek, hisse satışı yapılıyor. Alıcı, tapu devri esnasında, taşınmaz üzerinde herhangi bir takyidat (taşınmaz üzerinde haciz, ipotek vb şerhler varsa) varsa öğreniyor, sözleşmeye dayalı parayı ödediği için alıcı doğal olarak bu takyidatları kabul ederek hisse sahibi oluyor. Bu husus özellikle ipotekte risktir.

-Alıcı ve pay sahibi olan vatandaş her an bir ortaklığın giderilmesi davası ile karşılaşabilir, Bunun sonunda yatırımı % 50 oranında yok olma olasılığı vardır.

-Kira getirisi sağlama konusunda ise, hisse sahibi olunan taşınmazın gelirinin, dolayısıyla ne kadar kira ödeyebileceği de belirsiz olup; bu da taşınmaz sahibinin veya taşınmazı satın almaya planlayanın belirttiği, belki de kandırma amaçlı yazdığı rakamdır. İlk kira ödemesi tarihinden itibaren yeni hukuki tartışmalara neden olacaktır.

Ayrıca; bu uygulamayı halen ticari faaliyet gösteren bir firma yapıyorsa; SPK’dan izinsiz olarak halka açılmasıdır. Bu husus da yeni hukuki çekişmelere neden olacağı gibi, vatandaşın getiri beklentisi de yok olacaktır.

Başlangıçta belirttiğim gibi; birikimleri için yatırım arayan vatandaşa güvenli bir yatırım alanı sağlamak; Bankalardan her an çıkma olasılığı olan birikimlerin ekonomiye kazandırılması amacıyla; benzeri yatırımlar için yasal bir düzenleme yapılması; bu düzenlemeyle tercihen SPK denetim ve izninde, yatırımın ve getirisinin saptanması ve denetlenmesini öneriyorum.

Hüseyin Ölmez

Tükonfed Bankacılık Komisyonu Başkanı