Her ‘avukatım’ diyene inanmayın!

Sahte isim ve fotoğrafla vatandaşları hapis cezası ile tehdit eden dolandırıcılara karşı uyaran TÜKONFED Başkan Vekili Av. İbrahim Güllü, “Dolandırıcıların, ben avukatım.  ‘Şu kadar para öderseniz dosya kapatılır. Eğer ödemezseniz hemen icraya konulacak gibi’ ifadelerine aldırış etmeyin. Arabulucu zaten ücret istemez” dedi.

Dolandırıcılar, vatandaşları ikna etmek için birçok taktik uyguluyor. Avukatların isimlerini kullanarak sahte isim ve profil resmi üzerinden kişilerle irtibat kuran dolandırıcılar, vatandaşları korkutup onlarca kişiyi mağdur ediyor. ‘Adresinize PTT üzerinden iletilen tebligatı almamışsınız’ diyerek hem sahte kimliklerle kişilere arama ya da SMS yolu ile ulaşan dolandırıcılar, vatandaşların panik durumundan istifade etmeye çalışıyor. Adliye, tebligat kelimelerini duyunca tedirgin olup, söylenenlerin doğru olup olmadığını sorgulamayan vatandaşlar ise istenen parayı anında yatırıyor.

KAMU DAVASI TEHDİDİ

Son zamanlarda dolandırıcılık eylemlerinde bir artış ve çeşitliliğin söz konusu olduğunu söyleyerek vatandaşları uyaran TÜKONFED (Tüketici Konfederasyonu) Başkan Vekili-TBM (Tüketici Başvuru Merkezi) Başkanı Av. İbrahim Güllü, “Kişilerde korku, panik ve endişeye sevk ederek icra baskısı oluşturarak insanları dolandırmaya çalışıyorlar. Bunlar kimi zaman ‘kargonuzu almadınız hakkınızda icra takibi yapılacak’ şeklinde olduğu gibi ‘Hakkınızda şikâyet var siz sosyal ağlarınızda cinsel içerikli paylaşımlarda bulunmuşsunuz. Cinsel taciz suçundan hakkınızda dava açılacaktır. Bu arabuluculuk görüşmeleri için ben görevlendirildim. Şu kadar tazminat ya da şu kadar ödeme yaparsanız bu dava açılmayacak’ şeklinde olabiliyor. Cep telefonu hattınız üzerinden sizinle iletişime geçip, ‘bahis oynanmış kara para aklama suçundan hakkınızda dosya açılacak’ denebiliyor. ‘Terör örgütüne adınız karıştı. Tarafınızdan terör örgütüne yardım yapılmış’ şeklinde bir takım suçlamalarla, korku ve panik oluşturacak hareketlerde bulunarak insanların o korku ikliminden yararlanarak para gönderilmesi sağlanmaya çalışılıyor” dedi.

SAHTE BELGE GÖNDERİYORLAR

Bu tip durumlarda dolandırıcıların kendilerini çoğu zaman avukat, arabulucu, uzlaştırmacı adı altında tanıttıklarına değinen Güllü, “Bu profiller veya kayıtlarda isimler genellikle gerçek isimler değil. İsim gerçek olsa bile avukat ya da arabulucu, uzlaştırmacı kimliği yok. İnandırıcı olsun düşüncesi ile de bir görsel atıyorlar. Bu görselde ya bir iddianame ya da savcılık tarafından görevlendirilmiş bir uzlaştırmacı olduğuna dair bir sahte belge gönderiyorlar. Bu belgelerde şu kadar para ödenmesi gerekmektedir. Ödenmemesi halinde hakkınızda yasal işlem başlatılacaktır. O zaman kamu davası açılmayacak şeklinde inandırıcı ifadeler kullanılıyor. Bu ifadelerle de inandırıcılık boyutu artırılmaya çalışılıyor. Vatandaşlarımız, tüketicilerimiz, insanlarımız bu tür dolandırıcılıklara kesinlikle itibar etmesinler” diye konuştu.

“ARABULUCU ÜCRET İSTEMEZ”

Hiçbir avukat ya da hiçbir uzlaştırıcının vatandaştan para isteyerek dosya kapatma gibi bir eylem içerisine girmediğine dikkat çeken Güllü, “Dolandırıcıların, ‘Şu kadar para öderseniz dosya kapatılır. Bunu 45 dakika içerisinde ödeyin. Eğer ödemezseniz hemen icraya konulacak gibi’ ifadelerine aldırış etmeyin. Arabulucu zaten ücret istemez. Arabuluculuk ücreti devlet tarafından karşılanır ya da taraflar sulh olursa arabuluculuk tarifesine göre ücretleri kişiler karşılar. Yani tazminatı zaten doğrudan arabulucu ya da uzlaştırmacı almaz. Ayrıca bu kişilerin arabulucu olup olmadığı uzlaştırıcı olup olmadığı Adalet Bakanlığı sitelerinden, arabuluculuk sitelerinden sorgulanma yapılabilir” dedi.

“SMS SİSTEMLERİNİ KULLANIN”

Vatandaşın sağlıklı bilgi edinmesi açısından nitelikli cep telefonu uygulamaları ya da SMS sistemlerinden yararlanması gerektiğine değinen Güllü, “Bir başka olay arabuluculukla ilgili bir dava bir görev geldiği zaman zaten sizin cep telefonunuza SMS ile bunun bilgisi gelir. Dolayısıyla vatandaşlarımız bu tür bir durumla karşılaştığı zaman bugün kendisine yapılan işin yarın bir başkasına bir arkadaşına bir akrabasına bir vatandaşımıza bir kişiye daha yapılabileceğini unutulmamalıdır. Başka kişilerin de mağdur olabileceğini düşünerek mutlaka şikayet etmeleri gerekmektedir” dedi.

“MUTLAKA UZMANA DANIŞIN”

Vatandaşların kendilerine gelen bu tip çağrı, mesaj ya da bilgilendirme metinlerini mutlaka bir uzmana göstermeleri gerektiğine salık veren Güllü; “Önce böyle bir çağrı, mesaj, belge kendilerine gönderilen kişiler bunu hemen bir uzmana, avukata bilen kişiye, tüketici örgütlerine sorsunlar bunun gerçeklik payı olup olmadığını araştırsınlar. Google’da, arama motorlarında yazsınlar bunların sahtekâr ya da dolandırıcı olup olmadığını bu şekilde çok rahat tespit edebilirler” dedi.

“1 OLAY İÇİN 3 ŞİKAYETTE BULUNUN”

“Vatandaşlarımız ya savcılığa giderek ya da CİMER üzerinden mutlaka bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunsun” diyen Güllü, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi; “Suç duyurusunda bulunacağı konular şunlar; dolandırıcılık olayı, kişilerin huzur ve sükununu bozma, kişisel verilerin ihlali.. Sen benim telefonumu, ismimi, TC kimlik numaramı nereden buldun? Burada birden fazla suç işlenmiş olduğunu görüyoruz. Bu nedenle vatandaşlarımız şikayetlerini yapsınlar. Savcılık ve CİMER şikayetlerinin herhangi bir masrafı ve ücreti olmadığını da belirtmek lazım. Bu konuda da tüketici örgütlerinden destek isteyebilirler.”

“RESMİ KURUMLARIN VERİLERİ ÇALINIYOR”

Dolandırıcıların tekil olarak değil çoğunlukla organize bir biçimde çalıştıklarının bilgisini veren Güllü, “Hedef belirledikleri kişi ile irtibat kurmaları için kişisel verileri elde etmesi lazım. Sizin bilgilerinizi (TC kimlik, adres) alması lazım. Bu bilgilerin GSM operatörleri tarafından satıldığını, kişisel verilerin çalındığını zaman zaman duyuyoruz. Çok üzüntü verici ama resmi kurumların verilerinin dahi çalındığı söylenebiliyor. Bu tür haberler çıkıyor. Doğruluk payı ne kadar doğru bilemiyorum ama bunlar gerçekten çok kötü bir olay..  Kişisel veriler çok önemli. Artık internet ortamında her şeyi yapabiliyoruz. Havale gönderebiliyoruz, devir alabiliyoruz, dilekçe gönderebiliyoruz. O yüzden kişisel verilerimiz çok çok önemli. Burada vatandaşlarımız uyanık olmalı araştırmacı olmalılar. Bilenlere, bu işle ilgilenenlere STK’lara mutlaka müracaatlarını yapmalılar” dedi.

“UYAP VATANDAŞI KONTROL EDİN!”

UYAP SMS Bilgi Sistemi’nin önemine de açıklamalarında yer veren Güllü, “Eğer 4060’a (UYAP SMS Bilgi Sistemi) üye iseniz zaten tarafınıza SMS gelir. Vatandaşlarımız böyle bir şey ile karşılaştıkları zaman Türkiye’de e-devlet uygulamaları ile ciddi bir mesafe kat edildi. UYAP Vatandaş ya da e-devlet uygulamasına girdiğiniz zaman hakkınızda hangi davaların açıldığını ya da hangi davaların olduğu hangi icra takibinin yapıldığı neredeki icra dosyasından bu işlemin yapıldığı, UYAP Vatandaşa girdiğiniz takdirde de dosyanın içeriğini görebilir. Taraflarını öğrenebilirsiniz. Borç miktarı hakkında bilgi edinebilirsiniz. Bunlar mümkün. Dolayısıyla vatandaşımız karşı tarafın baskısına, kandırmalarına müsaade etmemelidir. Örneğin kendisini kargocu olarak tanıtıyor. PTT logosunu koyuyor. Neden koyuyor? İnandırıcı olsun diye. Güven oluştursun diye.. İnsanımız bunlara itibar etmesinler, kanmasınlar. E-devlet uygulamaları ile haklarında böyle bir takip olup olmadığını görebilirler. 4660’a eğer üye olurlarsa öğrenebilirler. Uygulamalar aracılığıyla SMS ile kendilerine bilgi her zaman gelir. Sorgulama motorlarından avukat olup olmadığı, arabulucu olup olmadığı belirlenebilir. Bu sayede bu tür tuzaklara düşmemiş olurlar. Zaten bu tür şeylerde banka hesabını göndermekle zaten sorun çözülmez. Zaten bir uzlaştırmacı varsa önce bir tutanak altına alınır, taraflar imzalar. Ondan sonra ödeme olayı söz konusu olur” diye konuştu.

“CİMER’E EKSİK BİLGİ VERMEYİN”

Vatandaşın CİMER’e şikayette bulunurken her türlü bilgiyi iletmeleri gerektiğine vurgu yapan Güllü; “Karşı taraf kendisini nasıl tanıttıysa, hangi iletişim aracı ile görüşülmeye çalışıldıysa (cep telefonu vs..) bunları bildirsin. İsim sahte çıkabilir. O telefon hattından savcılık kime ait olduğunu bulur. Kişi kendisini Ahmet diye tanıtır ama Mehmet çıkabilir. O önemli değil. Size kendisini Ahmet diye tanıttıysa Ahmet diye şikâyet edersiniz ama savcılık onun telefon kayıtlarından, maillerinden, yazışmalardan bu kişinin gerçek kimliğine ulaşır. Gerçek kimlik üzerinden soruşturmaya devam eder. Suç unsuru bulunursa ki fazlasıyla var.. Davayı açar” dedi.

“SAVCILARIMIZ DAVA AÇSIN”

Savcıların dava açmalarının dolandırıcılık uygulamalarında caydırıcı bir etki yaratacağına açıklamalarında yer veren Güllü; “Burada savcılarımıza şunu özellikle istirham etmek lazım. O kadar çok dolandırıcılık eylemleri oldu ki, bunu artık bir hukuki ihtilaf gibi görerek, örneğin kargonuzu almadınız almadıysan ödemedin, icra takibin olabilir, itiraz edebilirsin mantığı ile hareket etmemek lazım. Bir hukukçu kargonun alınmadığı takdirde ödeme yapılmayacağını bilir. Kanunları bilir. Kanunları çiğneyerek şahsi menfaat haksız para elde ediyorsa bu bir dolandırıcılık eylemidir.  Hukuki ihtilaf boyutu artık yoktur burada. Savcılarımız dava açmalı ki, bunların önüne geçilsin. Yoksa, bu eylemler devam edip gidecek” diye konuştu.

“KİMSE KİMSENİN ŞEREFİ İE OYNAYAMAZ”

Dolandırıcılık eylemleri arasında takma isim uyduran kişilerin ismin gerçek sahiplerini mağdur ettiğine de değinen Güllü, “Maalesef dolandırıcılar bu tür kişilerin isimlerini kullanıyorlar. Bunu ismi kullanılan kişiye de bildirmek de kişiyi uyarmakta fayda var. O kişi de nihayetinde burada adının dolandırıcılık eylemine karışan, karıştırılan masum bir avukat, masum bir arabulucu, masum bir uzlaştırmacı söz konusu. Tabii ki mutlaka gerekeni yapmalı. Kimse kimsenin şerefi ile mesleği ile saygınlığı ile oynayamaz. Mağdur kişiye bilgilendirme yapmakta fayda var. Mağdur kişinin de ilgili yerlere şikayet ederek kendi adını temize çıkartmak açısından girişimde bulunmasında fayda var” şeklinde konuştu.

Duygu TEKİN

KAYNAK: https://www.akdenizdeyeniyuzyil.net/her-avukatim-diyene-inanmayin/