Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık Suçu

Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık Suçu  (TCK 276)

CMK madde 63 de; hangi hallerde ve kim tarafından bilirkişinin görüşünün alınmasına karar verileceği açıklanmıştır. Buna göre; Çözümü uzmanlık, özel ya da teknik bilgi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına re’sen, Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafi veya kanuni temsilcinin istemi üzerine karar verilebilecektir. Bununla birlikte genel bilgi veya tecrübe ile ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözülmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.

HMK 266. maddesinde ise; “Mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği” şeklindedir.

Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu, 5237 sayılı TCK’nın 276. maddesindeAdliyeye Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir.

Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık

Madde 276 – (1) Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaada bulunması halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi halinde, birinci fıkra hükmü uygulanır.

Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık Suçunun Unsurları

Bilirkişi ve tercümanların gerçeğe aykırı işlemlerinde kasıtlı olarak hareket etmeleri gerekir. Suçu düzenleyen maddenin gerekçesine göre; bilirkişi ve tercümanların kasten gerçeği yanlış olarak yansıtmalarını, yanlış tercüme yapmalarını cezalandırmaktadır.

Bilirkişinin, kendi bilgi, görgü, inceleme ve değerlendirmesine göre vereceği mütalâanın sadece hatalı olması, kastın bulunmaması hâlinde suç oluşturmayacaktır.

Suçun oluşması için, bilirkişi veya tercümanın, yargı mercileri (mahkemeler, hâkimlikler) ya da suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak (savcılık) veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip kişi veya kurul tarafından görevlendirilmiş olması gerekmektedir.

Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçunun cezasının alt sınırının 3 yıl olması nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Suçun Şikâyet Süresi ve Zamanaşımı

Bilirkişilik veya tercümanlık suçu şikâyete tabi değildir. Savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur.

Şikâyetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturmak mümkündür. Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. (TCK 66/1) Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçu, Uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Bu suç için yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yerine getirilir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*