Başıboş Köpek değil Canlarımız onlar

Başıboş Köpek değil Canlarımız onlar

Başıboş köpek dediğimiz koşulsuz kuralsız kaygısız sınırsız sadakatle incitmeden bizleri seven koruyan canlarımızdır. Sokakların asıl kirleticilerin suçlu insanlardan temizliği yıkamayla olsa kimyasal malzemeler yetmez. Hayvanlardan arınmakla onları yok saymakla değil.

Önce ahlaki değerleri düşük sevgi merhamet adalet yoksunu eğitimsiz bilgisiz kültürsüz arsız hırsız minik bedenleri zedeleyen tecavüzcü uyuşturucu ticareti her türlü mafya rant oyunları kaçakçılık canilerden katillerden şehirler sokaklar temizlenmeli. Emniyet güçleri ne yapsın gücü yetmiyor, suç oranlarına ve çeşitliliğine. Kendi kardeşini çocuğunu sokaktaki kopeği taciz eden, eşini çocuklarının gözü önünde öldüren, sonra da hapiste bedavadan ekmek bizden su bizden işsiz yatarak bizim sayemizde beslenenleri temizlesinler.

Sokakta doğal yaşam alanlarını işgal ederek zor şartlarda  yaşamaya zorlanan ve sahipsiz denilen insanları sevmeye devam eden, deprem, sel, narkotikte ekipten önde, yasadaki gibi “onlar canlarımız bizim, yaşam hakları devlet güvencesinde onlar mal değil candır” dediğimizde nasıl çelişkiye düşmekteyiz?

Asıl sokakları kirleten huzur güven ortamını bozan korkular veren suç makinaları insanlar varken.

İnsanoğlu kendi kirli suçlu gömleğini masum sevgi merhamet sadakat yüklü savunmasız yaratıklara giydirmeyi seçiyor.

5199 sayılı yasayı çıkaran TBMM’dir.

Avrupa Birliğinde hayvan haklarının korunması ve refahı Mart 2011 şöyle yazıyor… (Google)

“Avrupa Birliğinde Hayvanların Korunması ve Hayvan Refahı

AB Bakanlığı/Tarım ve Balıkçılık Başkanlığı

Sokak Hayvanlarının Korunması

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve uygulama yönetmeliği uyarınca; sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbî bakımlarının yapılması ve işaretlenmesi, alındığı ortama geri bırakılması, sahiplendirilenlerinin kayıt altına alınması yerel yönetimlere bırakılmıştır. Kanunda yetkili makam olarak tanımlanan Çevre ve Orman Bakanlığı, yetkilerini il müdürlükleri ve yerel yönetimlere devretmiş durumdadır.

Yönetmeliğe göre; geçici bakımevlerine getirilen hayvanların sahiplendirilmesi için belediye tarafından belediye ilân panoları ile belediyenin internet ortamında ve diğer tüm yayın organlarında duyuru yapılmakta ve sahiplendirilme teşvik edilmektedir. Geçici bakımevlerinde on gün süre ile gerekli duyurular yapıldığı halde sahiplendirilemeyen hayvanların; kontrolleri, aşıları ve tıbbî müdahaleler ile kısırlaştırılmaları yapıldıktan ve operasyon yaraları kapandıktan en az yedi gün sonra kayıt altına alınıp, müdahale görmüş olduklarını gösteren işaretleri üzerlerinde olacak şekilde veteriner hekimin onayı ile alındıkları ortama geri bırakması gereklidir. Hayvanların, ilgili belediye sınırları dışındaki bir ortama, ormanlık alana veya diğer yaban hayatı yaşam alanlarına bırakılması yasaktır.

Türk hukuk sisteminde hayvanların vücut bütünlüğüne yönelik saldırılar, işkence benzeri fiiller “suç” değil “kabahat” olarak değerlendirilmekte ve bu kapsamda yaptırım olarak sadece idari para cezaları öngörülmektedir. Sonuç olarak yaptırımlar yetersiz kalmakta, hayvanlara yönelik “suç” işleyenler, onların yaşam hakkına saldıranlar mahkeme karşısına dahi çıkarılmamaktadır.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun 14. maddesi çerçevesinde; hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlamak 300 TL para cezasına tabidir. Aynı kanunun 6. maddesine göre sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanları öldürmek yasaktır. Bu hükme aykırı hareket edenler ise 600 TL para cezasına çarptırılmaktadır. Ayrıca sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur.

Sonuç olarak, yukarıda açıklandığı üzere, sokak hayvanlarının korunması konusunda ülkemizde yasal düzenleme olmasına rağmen, uygulamada bazı önemli eksiklikler bulunmaktadır.”

Emel Özgür

ÇEHAYDER Yönetim Kurulu Üyesi